Telkari: Mardin ve Midyat’a özgü geleneksel el sanatlarından biri olan telkâri, tel haline getirilmiş gümüşü veya altını tahta üzerinde açılmış oyuklara kakarak ve gömerek yapılan süsleme sanatıdır. Tel haline getirilen altın ve gümüş, kanaviçe zarafetinde ilmek ilmek işlenerek süsve ziynet eşyalarına dönüştürülür.
Kilden: Mardinli kadınların hamama giderken sabun, kese gibi malzemelerini koydukları bakır çantaya “Kilden” adı verilmektedir. Kilden kültürü Mardius Tarihi Konakta yaşatılmaktadır
Kam’ or: Mardin’de havalar ısınmaya başladığı zamanlarda zengin aileler kendilerine ait kır evi ve bahçelerine giderlerdi. Kam’or ismini bu mesire yerlerinden almaktadır.
Mırra: Mardin’e has acı kahvenin adıdır ve kulpsuz fincanlarla içilir. Genellikle mutlu ve hüzünlü günlerde ikram edilir. (Düğün ve Cenaze) .
Mırra içildikten sonra fincan ters çevrilerek masaya konur ya da kahveyi sunan kişiye hemen verilir. Ancak dalgınlıkla mırra fincanını düz bir şekilde masaya koyan olursa ceza olarak fincanın içini altın ile doldurmak zorunda kalır.
Bir grup arkadaş dara düşen dostlarına destek olmak için bu gelenekten yola çıkarak ona kahve içmeye giderler ve içtikleri her kahvenin fincanını düz koyarlar ve ceza olarak içlerini altınla doldurarak dostlarına destek olurlar.
Abbara: Mardin evlerinin altında bulunan ve sokakların birbirine bağlayan kemerli dar geçitlere denir. Ev sahibinin şehir halkının yaşamını ve ulaşımını kolaylaştırmak için evinin alt kısmını vakfederek geçit yaptırması ile ortaya çıkmıştır.
Kapı Tokmakları: Mardin’de evlerin kapıları çift tokmaklı olur, her iki tokmak da şekil ve çıkardığı ses bakımından farklılık gösterir. İnce sesli tokmağı Hanımefendiler çalar ve bu sesi duyan evin hanımı kapıyı açar. Kalın sesli tokmağı ise Beyefendiler çalar ve evin beyi tarafından karşılanır.
Güvercin: Mardin’in takla atan paçalı beyaz güvercinleri çok meşhurdur. Halk tarafından hala özenle bakılır ve korunur. Günümüzde hala birçok kişi Mardin’e has güvercinleri bir yaşam biçimi görmektedir ve hayatlarının önemli bir parçasıdır.
Badem Şekeri: Mardin’in gastro kimliğine münhasır olan bu şekerlemelerin özel bir yapım metodu vardır. Özellikle ince hayalet diye tabir edilen çeşidi çok ilgi görür. Badem şekerinin üzerinde bulunan mavi renk; rengini Lahor ağacının kökünden alır. Bu Lahor ağacının kökünden çıkan bu mavi özüt renk, eskiden yara yapmasın diye bebeklerin ağzına da sürülürmüş
Şahmeran: Belden aşağısı yılan, belden yukarısı kadın olan yaratıktır. Başında boynuzlar, kuyruğu yılanbaşlıklı ve yılan başlarından oluşan ayakları vardır. Hastaları iyileştiren, aydınlık, doğurgan, kadınlık ve bilgeliğin sembolüdür. Bakırlarda en yaygın kullanılan motiftir.
Taht: Mardin'e has en önemli kültürel değerlerden birisidir. İlkbahar ayları ile beraber havalar ısınmaya başladığı dönemlerde taht kurma hazırlıkları da başlar. Önce güzelce elden geçirilen tahtlar yaza doğru taş konakların damlarına kurulur. Hane halkı tahtın üzerinde masalsı gökyüzüne bakarak eski hikayeler anlatır, hem de cibinlikleri açıp yatar.
Meyan Şerbeti (Süs): Mardinlilerin ramazan ayında ki milli içeceği olarak bilinir. Susatmayı önleyici özelliğinden dolayı sahur sofralarında sıkça yer alır. Meyan böbrek taşı düşürme özelliği ile de bilinen ünlü bir kök şerbetidir.Günümüzde Mardin sokaklarında geleneksel kıyafetleri giymiş şerbet satıcıları ile hala karşılaşmak mümkündür.
Uçurtma: Mardinli olup uçurtması olmayan çocuk yoktur. Havaların düzelmesi ile beraber Mardin mahallelerinden farklı renk ve dokularda uçurtmalar gökyüzünü süsler.
Tarihi Merkepler: Dar ve merdivenli sokakların temizliklerinde hala kadrolu merkepler kullanılmaktadır. Sabahları erken saatlerde sokakları temizleyen görevlilere eşlik eden merkepler sokak temizliği ve çöplerin toplanması için hayati önem taşımaktadır.